Küçük kütüphaneler
"Mekân Kalitesi Önemli Bir Rol Oynuyor"
Küçük mekânlardan en iyi verim nasıl alınabilir? Goethe-Institut Bratislava müdiresi Jana Binder'le, enstitü kütüphanesinin tadilatı üzerine bir söyleşi.
Bayan Binder, Bratislava'daki Goethe-Institut'un kütüphanesini genel bir tadilattan geçirme fikri nasıl ortaya çıktı?
Kütüphanede hâlâ yirmi beş yıl önceki donatım vardı, her şeyin ne kadar eski olduğu belliydi. Davetkâr bir mekân değildi, izolasyonu da kötüydü, keyifli bir havası yoktu. Oysa mekân kalitesi özellikle de bizimki gibi sadece 100 metrekare büyüklüğündeki bir kütüphanede önemli bir rol oynuyor. Bir diğer amacımız, yeni kullanıcı gruplarına hitap edebilmekti. Ama bunun için, insanların vakit geçirmek isteyeceği bir ortam yaratmak gerekir. Ne de olsa günümüzde kütüphaneler sadece kitapların muhafaza edildiği yerler olmaktan çıktı ve yeni öğrenme deneyimleri yaşanan, hatta sürpriz hizmet ve bilgilerle karşılaşılan mekânlara dönüştü.
Kütüphanenin yeniden tasarlanması meselesini nasıl ele aldınız?
Öncelikle dermemizi küçülttük: Basılı materyal sayısını 17.000'den 9.000'e düşürdük. On yıldan beri ödünç alınmayan her kitabı dermeden çıkardık. Böylelikle, bazı kitap raflarını kaldırıp kalan rafları da duvarlara çepeçevre yerleştirme imkânına kavuştuk ve mekânın orta kısmında, yeni kullanım biçimlerine olanak tanıyan boş bir alan kazandık. Ayrıca, ofislerden birini iptal edip aradaki duvarları yıkarak, kafe ile kütüphane arasında yeni bir alan yarattık. Şimdi WiFi bağlantısının da olduğu bu giriş kısmında güzel bir kahve de içebiliyorsunuz, yani henüz kullanıcımız olmayan insanlar için de cazip bir yerimiz var artık.
Konsepti tasarlarken örnek aldığınız modeller var mıydı?
Dr. Jana Binder, Goethe-Institut Bratislava'nın müdiresi
| © Michal Hustaty
Hayır, ama Almanya'dan gelen uzmanlarla bir beyin fırtınası gerçekleştirdik, ayrıca Stankovic Mimarlık Bürosu'yla da görüştük. Böyle bir tadilata girişmeden önce her şey hakkında bilgi sahibi olmak şart. Mimarlar bizim için hareketli kitaplıklar tasarladılar örneğin. Bu kitaplıklar gizli bir kapı gibi açılabiliyor. Bu sayede, duvarları kitaplarla kaplı, gün ışığını tavandan alan bir tür salona girmiş gibi oluyorsunuz. İhtiyaçlarımıza cevap verecek yeni masalar da yaptırdık. Dizüstü bilgisayarlar için prizlerle donatılmış bu masaların tekerlekleri de olduğu için, tek bir kişi yardım almaksızın masaları birleştirebiliyor. Kütüphanemizde çok fazla personel yok ne de olsa.
Hangi kullanıcılara hitap etmek istiyorsunuz?
Temelde dört hedef gruba odaklandık: Öncelikle, Alman dili ve edebiyatı öğrencileri ve öğretim görevlileri, Almanca öğrenen yetişkinler, okulda yabancı dil olarak Almanca öğrenen çocuklar ve de yayıncılık dünyasının temsilcileri. Onları kazanmak için çeşitli etkinlikler gerçekleştiriyoruz. Şimdi bir de sunum perdemiz ve sabit bir biçimde monte edilmiş beamer'ımız var. Kütüphaneyi basın konferansları için de kullanıyoruz; geçenlerde bir tiyatro festivalinin tanıtımını yaptık. Yeni şeyler denemekten hoşlanıyorsanız, çeşitli alanlarda zincirleme reaksiyon yaratılabiliyor. Muhabirler de bilgi için bize başvurabiliyor, davetimiz üzerine gerçekleştirilen Almanca bir tiyatro gösteriminin arka plan bilgisini bizden edinebiliyorlar. Böylece, küçük bir kütüphane de olsanız, adınızı daha iyi duyurabiliyorsunuz.
Kütüphane ne ölçüde bir öğrenme yeri olarak kullanılıyor?
Çok çeşitli biçimlerde kullanılıyor, örneğin okullar ve kreşler tarafından. Almanca öğretmenlerine yönelik ileri eğitim kursları da düzenliyoruz, kurslarda işlenen konularla ilgili literatürü bulunduruyoruz. Çeşitli üniversitelerle işbirliğine girdik, bunlardan biri de, Goethe-Institut'a çok yakın olan Brastislava Film ve Tiyatro Akademisi. Öğrenciler, büyük bir DVD dermemiz olduğunu görüyorlar, filme çekilmiş tiyatro gösterimleri ya da Theater heute gibi uzmanlık dergileri yönünden de zengin bir dermemiz var. Bunlar onların Almanca öğrenmeye ilgi duymalarının ilk adımı olabilir belki de.
Dermelerin tanıtımı konusunda da yeni bir şeyler düşündünüz mü?
Tadilat yapmadan önce e-kitap dermesi gibi dijital hizmetlerimiz mekânda kesinlikle görünür değildi. Gerçi benim görüşüme göre, bu konuda mükemmel bir çözüm bulmuş değiliz henüz. QR kodlarının işe yaradığına inanmıyorum ben. Ama şimdi hiç olmazsa dijital resim çerçevelerimiz var, dermemizi bunlarla tanıtabiliyoruz. Ayrıca, Almanca klasiklerin kaydedildiği e-okuyucular, Goethe-Institut Spotify hesabından Almanca pop şarkılarının güncel listelerinin dinlenebildiği i-Pod'lar ya da Almanca öğrenimi konusunda bizim nitelikli bulduğumuz tüm uygulamaları içeren iPad'ler var. Almancaya sadece başlangıç düzeyinde hâkim olan kullanıcılara da örneğin grafik romanlarla hitap etmeye çalışıyoruz.
Tadilat sonrası yeni kütüphane hakkında ne gibi yorumlar aldınız?
Altı ay süren tadilattan sonraki deneme süresi daha yeni tamamlandı ama şimdiye kadar daha çok olumlu tepkiler aldık. Fakat bu noktada kuşaklar arasında bir uçurum olduğunu da belirtmeliyim. Şimdiye kadar kütüphaneden ağırlıklı olarak emekliler yararlanıyordu; eskinin Pressburg'u Brastislava'da üç dili konuşarak yetişen ve Almancayı biraz da korumak isteyen bir kuşak bu. Bütün bu değişikliklerden pek de hoşlanmadılar. Ama gençlerin tepkisi bir o kadar olumlu. Genç kuşak özellikle de kütüphanenin rahat ortamını, tipik kütüphane havasında olmamasını sevdi.