Ebow ile röportaj
Müzik, Kesişmeler ve Zamanımızın Karmaşası Üzerine

Ebow
© Goethe-Institut Ankara/Maximiliane Schneider

Ebru Düzgün alias Ebow, düşüncelerini açıkça ifade etmekten çekinmeyen Alman bir rapçi. Konu aşk, para ya da yanlış yorumlanan vatan sevgisi üzerine de olabilir; Türk toplumunda kadın ve erkeğin yeri, silah ticareti veya savaş hakkında da. Konu her ne olursa olsun, Ebow fikirlerini daima olduğu gibi açığa vuruyor.

Gençliğini ve Türk kökenini müzik ile şekillendirirken, şarkılarına beat müzikten doğu ezgilerine kadar farklı sesler eşlik ediyor. Yaptığı müzikte Türk klasikliklerinin sample versiyonlarını da kullanan Ebow, parçalarında Türkçe-Almanca kelime oyunlarına yer vermeyi de ihmal etmiyor. Bunun sonucunda renkli, dobra ve derin anlamlar ortaya çıkıyor: “Oriental Dollar”ın klibinde, “undercut” saç modeliyle animasyonla yaratılmış fillere binen Ebow, Mirza Odabaşı ile ortak şarkıları olan “Paramide”nin indirme hisselerini ise yine Odabaşı ile birlikte Kobane’deki ihtiyaç sahibi insanlara bağışladı. Ayrıca ekibiyle birlikte 4 gün içinde “Habibi’s Liebe und Kriege” şarkısına otuz dakikalık bir video klip çekti. Ebow ne yaparsa yapsın, ortaya çıkardığı tüm işlerin arkasında duruyor ve dünyayı kendi karmaşası içerisinde kavrıyor.

Ebow, röportajımız sırasında Türkiye’de bir konser turnesinde bulunuyordu. Goethe-Institut’un bir projesi kapsamında Türkiye’de toplam sekiz farklı şehirde bulunan dokuz okulda ekibiyle birlikte çeşitli çalıştay ve konserler düzenledi.

Sevgili Ebow, parçalarında daima Almanca olarak rap müzik yapıyorsun. Bir gün senden Türkçe bir şarkı dinleme şansımız olacak mı?

Hayır, bu benim için şimdilik söz konusu olamaz. Türkçede şiirsel anlatım çok abartılı, ama bunu olumsuz anlamda söylemiyorum: Türkçe şarkı sözlerini iyi seviyede yazabilmek işin Türkçeye gerçekten çok iyi hâkim olmak gerekiyor. Benim şu anda en fazla yazabildiğim ise “ben seni seviyorum. Sen de beni mi?” gibi kolay ifadeler. Bu tarzda sözleri insan her dilde kolayca ifade edebilir. Ancak kaliteli bir müzik yapabilmek için... Özellikle şiir ve müziğe karşı gerçekten çok büyük bir saygım var ve doğruyu söylemek gerekirse bu konu hakkında daha önce hiç düşünmediğimi söylemem gerekir.

Peki, genel olarak yaptığın müziği nasıl tanımlarsın? Müzik grubu Disco B’ye göre senin müziğin Hip-Hop ile doğulu Sand-Rebab Sample müziğin ve 90’ların R’n’B müziğinin bir karışımı…

Evet, benim yaptığım müzik tam da bu türlerin bir karışımı. Ben 90’lı yılların R’n’B müziği ve tabi ki de Türkçe müzik ile büyüdüm. Yaptığımız müziğe de duyduklarımızı karıştırıyoruz. Müziğimin prodüksiyonu Nik yapıyor, birlikte stüdyoya giriyoruz ve karışlıklı olarak bilgi alışverişinde bulunuyoruz. Ona 70’lerin bazı eski Türkçe müziklerini dinletiyorum ve kendisiyle aynı müzik geçmişine sahip olduğumuz için ortaya istediğimiz karışım çıkıyor.

Senin için öncelikli olan hangisi peki? Ritim mi, sözler mi?

Bu aslında hangi yapımcı firma ile çalıştığıma bağlı. Örneğin Nik ile stüdyoya girdiğimde her şey birbirine paralel olarak ilerliyor. Şansıma çok hızlı söz yazabilen birisiyim ve Nik de ritim düzenlemesini yapıyor. Müzik yaparken bir filmin içerisinde olmak gerekir: Bir melodi dinlersin ve o anda bir filmin içindesindir ve bu filme uygun sözler yazmaya başlarsın. Tabi önce sözleri yazıp ardından melodi üzerine çalışmak da mümkün ama bence iyi bir müzik yapabilmek için her şeyin aynı anda gerçekleşmesi gerekiyor. Böylece filmde de birlikte hareket edilmiş olunuyor!

Şarkı sözlerinde nelerden bahsediyorsun?

Birbirinden çok farklı konular olabiliyor. Bir konudan bahsettiğim zaman o konudan sıyrılmaya çalışıyorum, parmağımı sallayarak “siz şöylesiniz” demekten de kaçınıyorum. Bunun yerine konunun karmaşasından bahsetmeye çalışıyorum: Bir konu politika ya da aşk hakkında olabilir, ancak ne hakkında olursa olsun genellikle karışık oluyor! Her şey sadece siyah ya da beyaz olarak düşünülemez. Özellikle bizim neslimizin kafası çok karışık. Örneğin Türkiye’de yaşayan azınlıklara karşı cephe alan bazı ırkçı Türkler var. Ancak Almanya’ya gelince “ırkçılık kabul edilemez, niye böyle ırkçısınız?” diyorlar. İşte bunlar bizim neslimizin karmaşıklığı. Bu şekilde birçok konuyla yüzleşiyoruz ve her zaman belli bir tarafı seçmek zorunda kalıyoruz, ancak kendi seçtiğimiz tarafın sorumluluğunu üstlenmemiz için daha fazla cesarete ihtiyacımız var.

Sen iki farklı kültürün içerisinde büyüdün. Sence “tipik Türk” ya da “tipik Alman” diye bir şey var mı?

Sanırım böyle bir şey medya dünyasında var. Medya dünyası daha kolay gruplara ayırabilmek için bu alanda çok güçlü bir rolü var. Bence toplum içinde böyle bir tanımlama yok. Elbette bir toplum için o toplumu tanımlayan spesifik alanlar var, ancak bunlar ekonomi ya da politika gibi doğrudan o toplumu etkileyen konular. Ama “tipik Alman” diye bir şeyin olduğuna inanmıyorum. Benim neslimde Almanya’da doğup büyüyenler var. Biz tamamen kendimize özgü bir kültür geliştirdik, o yüzden konu aslında “ben Türk’üm” ya da “ben Alman’ım” demekle ilgili değil. Kendi içimizde özümsediğimiz birçok farklı kültür var ve bu yüzden bu kültürlerin farklılıkları hakkında konuşmak artık çok da mümkün değil.

Müziğin dışında nelerle uğraşıyorsun?

Şu anda Viyana’da mimarlık üzerine yüksek lisans yapıyorum. Mimarlık ve müzik; bunlar çok ilginç bir kesişme noktası oluşturuyorlar, çünkü her ikisinde de dış dünyayı etkilemek için bir şeyler yapıyorsun. Aynı zamanda mimarlık ile insanların ortak yaşamlarına etki etme şansın var.

Peki, gelecek ile ilgili planların ne? Gelecekte daha çok ev inşa ederken mi göreceğiz seni, yoksa sahnelerde mi karşımıza çıkacaksın?

Aslında her ikisini de yapmak istiyorum! Muhtemelen bu konuda sorun oluşturacak tek konu, her iki alanın da çok yoğun çalışma ve zaman gerektirmesi olurdu. Ama eğer bir seçim yapmam gerekse elbette müziği tercih ederdim. Ancak yine de mimarlık üzerine eğitim aldığım için mutluyum. Her şey topluma neler katabileceğinle ve “toplumu nasıl olumlu etkileyebilirim?”, “nasıl kesişme noktaları yaratabilirim?” gibi sorulara cevap bulmakla ilgili. İşte bu yüzden her ikisini de yapmak isterdim! Ama bu mümkün değilse o zaman müziği seçerim.

Ebow ile ilgili daha fazla bilgi:
www.facebook.com/ebowsbazar/
http://ebowsbazar.com/