Tatort'un Büyüsü
Azılı Suçluların Peşinde

"Tatort" 1970'ten bu yana her pazar gecesi izleyicileri mıknatıs gibi ekran başına çekiyor
"Tatort" 1970'ten bu yana her pazar gecesi izleyicileri mıknatıs gibi ekran başına çekiyor | Foto (kesit): © picture alliance/dpa-Bildarchiv

Almanya'da her pazar gecesi on milyon civarında kişi "Tatort" izliyor; yerel polisiyeler kitapçılarda da hiç olmadığı kadar revaçta. İnsanların polisiyeye bu kadar meraklı olmasının nedeni ne?

Geceleyin karanlık bir ormandayız. Tek duyduğumuz ses, ormanda çalılıklar arasında düşe kalka koşan kurbanın hızlı nefesi. Kurban koşarken ikide bir arkasına dönüyor, korkudan büyümüş gözlerle, peşindeki kişinin geldiği yöne bakıyor. Ve hayatının son saniyelerinde katilinin kim olduğunu görünce dehşetten donakalıyor...

Polisiye meraklısı izleyici bu tür sahneleri ekranda daha önce kaç kez görmüş olsa da, heyecandan nefesini tutuyor ve tatlı bir ürpertiyle koltuğuna gömülürken olası tüm şüphelileri aklından hızla geçiriyor. Almanya'daki polisiye hayranları pazar akşamları saat 20.15'te, televizyonun en çok izlendiği saatte ekrana getirilen "Tatort"u (Türkçesi: "Olay Mahalli") asla kaçırmıyor. Alman televizyon kanalı ARD'nin dokuz bileşeni ile İsviçre televizyonu (SRF) ve Avusturya Televizyon ve Radyosu'nun (ORF) ortak yapımı olan "Tatort" popülerliğini on yıllardır aynen koruyor. "Tatort" 1970'ten bu yana çok sayıda Alman için vazgeçilmez bir pazar akşamı ritüeli, yayın kurumları içinse, her hafta on milyon izleyiciyi ekran başına kilitlemesi garanti olan bir reyting şampiyonu. İzleyicilerin çok sevdiği Münsterli başkomiser Thiel ve onun kaprisli ortağı Profesör Boerne ya da Ludwigshafenli sıkı polis Lena Odenthal gibi karakterler reytingi daha da yükseltiyor.

Jan-Josef Liefers ve Axel Prahl ne kadar keyiflense yeridir; Münsterli ikilinin oynadığı "Tatort" yıllardan beri en yüksek izleyici reytingine sahip Jan-Josef Liefers ve Axel Prahl ne kadar keyiflense yeridir; Münsterli ikilinin oynadığı "Tatort" yıllardan beri en yüksek izleyici reytingine sahip | Foto (kesit): © picture alliance/Sven Simon Fakat popüler olan sadece "Tatort" değil. Almanlar genel olarak polisiye hayranı. Televizyon programlarında hemen hemen her akşam en az bir polisiyeye yer veriliyor, üstelik polisiye edebiyatı kitapçılarda da peynir ekmek gibi satıyor.

Kendini iyi hissetmenin bir yolu: Polisiye

Polisiye neden bu kadar rağbet görüyor? Bununla ilgili çeşitli açıklamalar var. Polisiye edebiyatının "kendini iyi hissetme edebiyatı" olduğundan bile söz ediliyor, zira okur kitaptaki dehşete hem güvenli bir mesafeden tanık oluyor hem de kendini emniyette hissediyor. İzleyiciler ya da okurların cinayeti kendi kendilerine önceden çözdüklerinde yaşadıkları kişisel tatmin duygusunu da yabana atmamak lazım. 

"Tatort" 1970'ten beri her pazar gecesi izleyicileri ekran başına kilitliyor (AB) "Tatort" 1970'ten beri her pazar gecesi izleyicileri ekran başına kilitliyor (AB) | Foto (kesit): © picture alliance/dpa-Bildarchiv Polisiye "röntgencileri" kan gövdeyi götürdüğünde, cesetler teşrih edildiğinde, kurbanlara işkence yapıldığında ya da olay mahallinde etrafa sıçramış kanlar hakkında ahkam kesildiğinde de pek irkilmiyorlar. Kimileri de, "keyifli" korkunun, öngörülebilir bir dehşetin sınırlarını aşmayan polisiyeleri daha çok seviyor. Birçok izleyici ise tanıdık ortamlarda geçen, anlaşılır bir öyküsü olan polisiyeleri tercih ediyor, ki yerel polisiyelerin bu kadar sevilmesinin nedeni bu olsa gerek.

Yerel Polisiye: "O olay mahallini biliyorum!"

Yerel polisiye Almanya'da çok revaçta. Katillerin peşine yurdun sadece Allgäu, Eifel ve Doğu Frizya gibi bölgelerinde düşülmüyor, yazarlar ve senaryo yazarları Almanların en sevdiği tatil yerlerine girmekten de çekinmiyor, "Mayorka'da Cinayet", "Kanlı Brötanya" ya da "Olay Mahalli Toskana" gibi filmlere imza atıyorlar. Filmlerin isimlerine baktığımızda, çoğu zaman klişelerle yüklü, komedimsi bu polisiyelerin içeriği hakkında bir fikir edinebiliyoruz. Olay örgüsünün anlaşılır olması istendiğinden filmler çoğu zaman herhangi bir anonim büyük kentte değil, huzurlu ve sakin bir köy ya da kasaba atmosferinde geçiyor. Ne de olsa bir köyün mikrokozmosundaki toplumsal yapıların anlaşılması daha kolay.

Yerel ortamlarda geçen polisiye kitaplar da satış rekorları kırıyor Yerel ortamlarda geçen polisiye kitaplar da satış rekorları kırıyor | Foto (kesit): © picture alliance/Nuri Almak Nitekim "Tatort"taki yerel polis ekiplerinin ülkenin çeşitli köşelerinde göreve koşması izleyicilere hitap ediyor, çünkü olayların geçtiği yerler herkesin gündelik yaşamlarından bildiği ortamlar. Ayrıca, "Tatort" yapımcıları toplumun ilgisini çeken güncel konuları düzenli olarak işliyor. "Tatort"un bunca müptelasının olmasının bir nedeni de, bölüm daha yayımlanırken ve sonrasında komiserlerin olaya yaklaşım biçimlerinin ve işlenen konunun toplumsal bağlamının sosyal medyada heyecanla tartışılması.

Gerilimin Hazzı ve Gerçekler

Oysa kurgu ile gerçek arasında ciddi bir fark var: 2017'de Almanya'da 3500 civarında polisiye kitap satışa sunuldu, buna devamlı yeni televizyon prodüksiyonları ekleniyor. Fakat aynı yıl gerçek cinayet kurbanlarının sayısı sadece 405'ti. 

Kanadalı deneysel psikolog ve dilbilimci Steven Pinker'ın şiddet analizine kulak verecek olursak, bugün gündelik hayatımızda eski dönemlere göre çok daha az şiddet yaşanıyor. Bu gerçek, polisiye bolluğu ve coşkusuyla nasıl bağdaştırılacak peki? Harvard'da psikoloji dersi de veren Pinker 1200 sayfalık "İnsan Doğasının İyi Melekleri: Şiddetin Azalmasının Nedeni" (The Better Angels of our Nature: Why Violence Has Declined) adlı dev eserinde, insanlık tarihi boyunca ivmesi giderek düştüğü için gerçek hayatta eksikliğini duyduğumuz şiddeti yücelttiğimiz tezini ortaya atıyor. Ortaçağda halka açık infazlar büyük bir gösteri olarak yaşanırken, bugün kurgusal otopsilerle idare ediyoruz.

Bu arada, 2017'de "Tatort"taki kurban sayısı da neredeyse yarı yarıya azalarak 162'den 85 cesede düştü.

Pek çok kişinin hâlâ en beğendiği polis Schimanski: Sınırları aşmaktan çekinmeyen Dortmundlu yakışıklı başkomiser Horst Schimanski yıllarca Götz George tarafından canlandırıldı Pek çok kişinin hâlâ en beğendiği polis Schimanski: Sınırları aşmaktan çekinmeyen Dortmundlu yakışıklı başkomiser Horst Schimanski yıllarca Götz George tarafından canlandırıldı | Foto (kesit): © picture alliance/dpa/Istvan Bajzat