"Açık kütüphane"
Kütüphaneye anahtar

Eğitimin anahtarı
Eğitimin anahtarı | © Oleksandr, fotolia.com

Kütüphane, normal mesai saatleri dışında da kullanılabilir mi? "Open Library" (Açık Kütüphane) konseptiyle bu mümkün. Almanya'nın Hamburg kentinde Aralık 2014'ten beri bununla ilgili bir pilot proje yürütülüyor. Modeli uygulamak isteyen pek çok kütüphane çıkabilir.

"Kütüphanelerin açık olduğu saatler, kullanıcıların kütüphaneye gelebilecekleri saatlerle çoğu zaman örtüşmüyor," diyor Carolin Rohrssen. Örneğin, Rohrssen'in Bilgi İşlem ve Organizasyon Bölümü müdür yardımcısı olarak görev yaptığı Hamburg Şehir Kütüphaneleri (Bücherhallen Hamburg) hafta içi saat 11-19 arası açık. "Oysa kütüphane hizmetlerinden bu saatlerden önce ve sonra, özellikle de hafta sonları yararlanabilmek isteyen çok kişi vardı." Taleplere daha iyi yanıt verebilmek için başka ülkelerdeki örnek modelleri araştırmaya başlayan Rohrßen ve meslektaşlarının karşısına, Danimarka'da 2014'te uygulanmaya başlanan Open Library (Açık Kütüphane) konsepti çıktı.

Danimarka örneği

Prensip çok basit: Kütüphanenin resmen açık olduğu saatlerde kütüphanede personel bulunuyor. "Önceden saptanmış diğer saatlerde ise kullanıcılar kütüphaneyi bir anlamda kendileri açıyor," diye açıklıyor Rohrssen. Materyallerin genellikle ücretsiz olarak ödünç alındığı Danimarka'da kütüphanedeki işlemler her vatandaşın sahip olduğu sağlık kartıyla yapılıyor. Hamburg Şehir Kütüphaneleri'nin modeli denemek için seçtiği Finkenwerder şubesinde ise kullanıcılar kütüphaneye girişteki bilgisayara tarattıkları üye kartlarıyla giriyorlar. Hamburg'daki Open Library projesinin ilk evresinde bu uygulama sadece öğle tatili süresince geçerli. Küçük şube saat 13'ten 14'e kadar kapalı. O saatte kütüphanede bulunan kullanıcılar dilerlerse kütüphanede kalabiliyorlar. Saat 13'ten sonra gelenler kütüphane kartını, karttaki bilgileri kütüphane yönetim sistemindeki verilerle karşılaştırarak onaylayan girişteki kimlik tanıma cihazına okutuyor.

Adım adım daha açık

"Kütüphanedeki tüm hizmetlerden personel olmadan da yararlanılabilmesi için gereken altyapıyı oluşturmak zorundaydık elbette," diyor Rohrssen. Kullanıcının ödünç alma ve iade işlemlerini bizzat gerçekleştirebilmesi ve şayet ödemesi gereken bir ücret varsa, bunu bir otomattan yapabilmesi gerekiyordu. Bu işlemler için gerekli teknik koşullar büyük oranda mevcuttu: Finkenwerder şubesinin kullanıcıları ödünç aldıkları materyalleri 2007'den beri self check cihazında bizzat kayda geçiriyorlar, iade işlemleri de aynı şekilde yapılıyordu. 2015'te de ücret ödeme otomatları devreye girdi.

Open Library projesinin ikinci evresinde, personelsiz kütüphane saatlerinin normal açılış saatinden önce başlaması hedefleniyor. Rohrssen, "bu aşamanın lojistik bakımdan nispeten daha kolay olacağı" görüşünde. Biraz daha zor olan aşama, kütüphaneye akşamları da girilebilmesini sağlamak; Finkenwerder'de bu adımın üçüncü aşamada atılması planlanıyor.

Güvenlik ve koruma

Finkenwerder şubesinde, kütüphanenin kapanmak üzere olduğunu kullanıcılara anonsla duyuran bir hoparlör sistemi var. Ayrıca, dört kamera sayesinde kütüphanenin tamamı devamlı izleniyor. Resmî kapanma saatinden sonra mekânda hâlâ hareket tespit edildiği takdirde güvenlik sistemi otomatikman alarma geçiyor. Rohrssen, bu kamera sistemiyle kütüphanenin öncü bir rol oynadığını belirtiyor: "Yasal çerçeve koşullarını, örneğin kayıtları ne kadar süreyle muhafaza edebileceğimizi Hamburg'daki veri koruma görevlisiyle netleştiriyoruz." Kütüphaneye kamera konmasının, birinin bir kitabı alıp götürebileceği endişesinden kaynaklanmadığını söyleyen Rohrssen, "Böyle bir önlem alınmasının asıl nedeni, sigortayla ilgili teknik meseleler," diyor.

Kontrol ve güven

Carolin Rohrssen projeye kuşkuyla bakanların kütüphanede hırsızlık, hatta vandalizm olup olmadığı sorularıyla da sık sık karşılaşıyor elbette. Bu bağlamda Danimarkalı bir kütüphane müdürünün Open Library modeliyle ilgili sözlerini aktarıyor: "It’s a balance between trust and control", yani kontrol ile güven arasında kurulan bir denge bu. Nitekim İskandinavya'da bile ilk denemeler toplumsal kontrolün yüksek olduğu, Finkerwerder'le kıyaslanabilecek küçük yerlerde yapılmıştı. Fakat artık Kopenhag'da, hatta sosyal açıdan sorunlu olarak bilinen semtlerde bile Open Library sistemi uygulanıyor ve şimdiye kadar kayda değer bir sorunla karşılaşılmış değil.

Rohrssen'ın aktardığına göre, Danimarka'daki kütüphane saatlerinin yaklaşık yüzde 80'inde kütüphanede personel bulunmuyor. Fakat kütüphane personelini tamamen tasfiye etmenin ne kütüphanelerin hedefi ne de kullanıcıların arzusu olduğunu söyleyen Rohrssen, "Tam tersine, kullanıcıların kütüphanede danışacakları personelden vazgeçmek istemediklerini duyuyoruz," diyor.

24 saat açık kütüphane?

Almanya'daki kütüphaneler Hamburg'da uygulanan modeli dikkatle takip ediyor. Open Library modelini halk kütüphanelerinde uygulamayı planlayan başka şehirler de var. Almanya'nın en büyük yerel haber portallarından Der Westen, Hemer'deki şehir kütüphanesinin 24 saat açık kütüphane projesini haber yapmışsa da, bu proje siyasetçilerden şimdilik destek bulamadı.

Finkerwerder'de hedeflenen, 7/24 açık bir halk kütüphanesi değil. "Çünkü kütüphane yönetim sistemimizin gece yarısı ile sabah beş arasındaki zaman aralığında kullanıcı hesaplarını tarayarak gerekli dökümü yapması bile buna doğal bir sınır koyuyor," diyor Rohrssen. Gece kuşlarının kütüphaneye akın etmesi gibi bir durumun zaten pek beklenemeyeceğini belirten Rohrssen'a göre, çoğu kullanıcının arzusu "gündelik hayatın akışı içinde fırsat buldukları zamanlarda kütüphaneye gidebilmek."