Anselm

Wim Wenders, bir röportajda özellikle cesaretini övdüğü Anselm Kiefer üzerine, bu büyük ressamla beraber bir film yaptı. Güncel Alman sanatının iki dev ismi, ikisi de 1945 doğumlu. II. Dünya Savaşı’yla beraber Nazi rejiminin de sona erdiği o yıl, hayata devam edebilmek için hafızadan uzak tutulması amaçlanan kocaman bir boşluğu da beraberinde getirmişti. Anselm Kiefer ise kariyerinin ilk yıllarından itibaren, saklanmaya çalışılan bu yarayı deşmeyi tercih etti. Bu tabu konudan korkmadığı için takdir edildiği kadar yıllar boyunca aynı gerekçeyle eleştirildi de. Kimilerine göre, Nazi dönemiyle bu kadar uğraşan birisi elbette bir sempati de besliyor olmalıydı. Wenders bu çarpıcı belgeselde sadece bir sanatçıyı ve işlerini sergilemeyi hedeflemiyor. “Seyirciler bir kataloğun önünde oturuyor gibi hissetmemeli, o sanatçının evrenine girebilmeli” diyor. Bunun için de bizleri Kiefer’in otuz yılı aşkın bir süredir, hem psikolojik hem de fiziksel boyutta tüm sınırları aşan 40 hektarlık bir mimari ve heykel peyzajı yarattığı Fransa’nın Berjac şehrine götürüyor. Bir diğer durağımızsa sanatçının şu an ikamet ettiği ve stüdyosunun da bulunduğu Paris yakınlarındaki Croissy. Filmi izlerken şunu çok net şekilde görüyoruz; Kiefer birbirinden bağımsız işlere imza atmıyor, kendi inancını ifade eden ve aynı zamanda mitoloji ve tarihten beslenen tek bir eser yaratıyor. Kaldı ki “En büyük efsane insanın kendisidir.”  

Yönetmen: WIM WENDERS

©Gerhard Kassner

Seçilmiş Filmografi

1972 Kalecinin Penaltı Anındaki Endişesi
1974 Alice Kentlerde
1976 Zamanın Akışında
1977 Amerikalı Arkadaş
1982 Olayların Gidişi
1984 Paris, Texas
1985 Tokya-Ga
1987 Berlin Üzerindeki Gökyüzü
1991 Dünyanın Sonuna Kadar
1999 Buena Vista Social Club
2011 Pina
2023 Mükemmel Günler